Bugun...
CHARLES TEXİER VE KAPADOKYA


Doç. Dr. Faruk Güçlü
 
 

facebook-paylas
Tarih: 20-05-2017 19:24

FRANSIZ TARİHÇİ, ARKEOLOG VE MİMAR CHARLES TEXİER VE KAPADOKYA

 

Asıl adı Félix Marie Charles Texier  olan Fransız tarihçi, mimar ve arkeologu Texier, 22 Ağustos 1802 tarihinde Versailles’de dünyaya geldi. Aldığı eğitimden sonra Fransız hükümeti tarafından Anadolu ve İran’ı incelemekle görevlendirildi. 1833 yılında geldiği Anadolu’da ilk kez Hattuşaş ve Yazılıkaya’yı tespit etti. İlk gezisi sonrasında Mineure fuar par ordre du Gouvernement français adlı kitap yayınladı. 1843 yılında tekrar Anadolu’ya gelerek adım adım dolaştı. Söke, İznik, Bursa, Pamukkale, Çorum ve Kapadokya yörelerini inceledi.

Texier, ikinci Anadolu ve Küçükasya adını verdiği bölgelere gelmeden önce 1840 yılında arkeoloji profesörü olmuş ve Fransız işgali altındaki Cezayir’e kamu binaları müfettişi olarak atanmıştır.

Charles, gezdiği yöreleri zamanının teknik koşulları gereği fotoğraflayamadığından gravürler ile tanıtmaya çalışmıştır. Kapadokya yöresine ait yedi gravürü olduğu bilinmektedir. Bölgenin en eski gravürleri de bunlardır.

Texier’in bir tespiti de eski adı “Nissa” ya da “Muşkara” olan Nevşehir’in tarihsel yerleşimi ile ilgilidir. Texier, kitabında, Nissa’da Selçuklular döneminde XII. yüzyıl sonlarında bölgede yaşayan halkın yavaş yavaş başka şehirlere göç ettiğinden söz etmektedir.

Ürgüp ve Göreme'nin daha en sağlıklı tanıtımını yine bir Fransız olan Paul Lucas'tan yaklaşık 130 yıl sonra bölgeye gelen Charles Texier yapmıştır. Altı ciltlik "Description de L'Asie Mineure..." adlı kitabında gravür ve bölge planlarını yayınlamıştır Texier, kitabında Kapadokya yöresi için "...Doğa, hiçbir zaman kendini bir yabancının gözlerine böylesine olağanüstü bir şekilde sergilememiştir. Dünyanın hiçbir bölgesinde böylesine sürekli ve daha düşsel bir tabii olay var olduğunu duymadım." demektedir.

Texier, 1 Temmuz 1871 tarihinde Paris’te yaşamını yitirmiştir.

Rönesans ve reform hareketlerinden sonra Fransızların ve Avrupa’nın hızla kilise ve din baskısından kurtularak bilime ve insanlığa dört elle sarıldığı görülmektedir. 1833 yılında Fransız hükümeti “Küçük Asya” adı verilen bölgeyi incelemek üzere bir bilim adamını görevlendirmiştir. Bu bilim adamı birkaç yıl kaldığı ülkemizde, Paul Lucas’tan sonra Peribacaları, Pamukkale, Fethiye, Kapadokya, Hattuşaş ve Yazılıkaya gibi çok önemli yerleri keşfetmiş ve unutulmaz gravürler bırakmıştır.

Bu dönemde hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu ise kendi egemenlik alanında olan kültürel değerlerden habersiz olarak bir gerileme süreci ve çöküş döneminde yaşıyordu. Acı ama gerçek, tarihsel ve kültürel zenginliklerimizin yabancılar tarafından yüzyıllar sonrasında ortaya çıkarılması bizim açımızdan hüzün verici ve derinden yeniden düşünmemizi sağlayan bir süreç olması gerekir.  



Bu yazı 3074 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI