Bugun...
KÖYÜNÜ ÖZLEMEK


Doç. Dr. Faruk Güçlü
 
 

facebook-paylas
Tarih: 13-12-2017 21:52

Çocukluğum henüz kağıt paranın giriş yapmadığı, demir paranın ara sıra uğradığı Kozluca Köyünde geçti. İnsanlar fakirdi, para yoktu, teknoloji henüz gelişmemişti ama dostluk ve insanlık vardı. Öküz, eşek ve at en yaygın ulaşım aracı idi. At arabası ve kağnı her evde bulunmazdı. At arabası olan evler zengin sayılırdı.

Bakkal Hurşit amcadan balon ve bandırma almak istersek annemizden yumurta ya da ambardan bir urup buğday götürmemiz yeterdi.

Saçımız uzadığında ya Mustafa Dayı’ya ya da Hasan Uz’a giderdik. Köyde berber olmadığından ve bunların tıraş makinası olduğundan karşılıksız ya da yok denecek bir ücretle bu hizmeti sunarlardı.

Köyde ebe olmadığından ebelik hizmetini Kerzi nine sunardı. Söylenenlere göre benim doğum biraz zor olduğundan ebem Kerzi nine  bol bol “Topal Melaike”lere çağrı yapmıştır.

Köyden şehre hafta da bir gün gidilir, köylü Nevşehir pazarında satacağı ürünleri halam oğlu Selfet Baraklı kamyonuna yüklerdi. O tarihlerde henüz otobüs ve minibüs yoktu.

Köyün doktoru Kahya Emmi idi. Ayağı burkulan, kırılan ona giderdi. Hizmetler ücretsizdi. Kuru üzüm sarılır ve  kırığın iyi olduğu görülürdü.

Muska yazma işleri he zaman olduğu gibi imamlara tanınmış bir ayrıcalıktı. Karnı ağrıyan, çocuğu olmayan, birisinin kötü olmasını isteyen, hayvanı hasta olan imama muska yazdırırdı. Arapça bilmeyen imam bu muskalara neler yazardı bilemem.

Ay tutulması halinde köyde tüfekler atılır ve teneke çalınırdı. İmam efendi de onar dakika arayla sela verirdi. Zira ayın önüne ayı geçtiğine inanılırdı.

Yazın tarlada çalışan köylü, kışın işsizdi. O nedenle tek köy odası olan bizim odada erkekler toplanır, uzun sohbetler yapılırdı. Kadınlar ise tandır evine toplanır, ayaklarını sönmüş tandır üstüne kurulmuş üstüne atılan kilim altına sokarak ısınırlardı. İstanbul’a gidip naylonculuk ve eskicilik yapmak işi sonradan icat edildi.  

Yüzzükçü  Mehmet, Kula’nın İhsan, Karanın Adem, Köşker Şakir, Berber Ali Osman, Asım Amca, Ali Çavuşların Remzi, Şabanın Mehmet, Hocanın Ali, Ese Dayı köyde çocukluk anılarımda kalan isimlerden bazıları, hepsi rahmetli oldu. Mekanları cennet olsun…

Sonra kente geldik... Kalabalıklar içinde, TV karşısında, internette sanal ortamlarda sanki yapayalınızdık...

Köyünü özlememek mümkün mü... Ama  artık köyler de değiştiği için o eski günleri bulmak mümkün değil ne yazık ki…



Bu yazı 1848 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI