7 Haziran 2015 Milletvekili Seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına baktığımızda, Nevşehir ve Gülşehir halkımızın yine % 52 civarında desteklerini esirgemediklerini görmekle birlikte, Türkiye genelindeki oy sonuçlarına ve dağılımlarına göre, AKP ya da Ak Parti iktidardan düşmüştür. Evet, tüm yüklenimlere, kamu olanaklarının yalaka seçmenlerin ayaklarının altına serilmesine karşın, bu defa hırsızlıklar ve genel olumsuzluklar % 9 civarında oy kayıplarını getirmiştir. AKP artık 258 milletvekili ile tek başına da hükümeti kuramamaktadır. Diğer 3 parti bir araya gelebilirse ve belirli bir doğrultuda anlaşır ve yön alabilirlerse, ancak üçü birden iktidar olabilmektedirler. (CHP 132+MHP 80+HDP 80=392) Bu olur mu, olmaz mı? Gelecek aylar gösterecektir. Hani normal olarak düşündüğümüzde, MHP ile HDP'nin geçmişteki birbirlerine bakışları, çok da hoş ve demokrat çizgiler içerisinde görünmüyordu. Bir yanda iktidardan düşürülmüş AKP var, bunlar birleşmezlerse, koalisyon hükümeti bile olamıyorlar. 

Diğer taraftan onların genel davranışlarına bakıldığında, eski birbirlerine karşı hasmane tutumları var. Ne olacak şimdi? Evet solcuların ve Kürtlerin destekleri ile HDP seçim barajını aşmıştır. HDP'nin barajı aşması ile AKP'nin hükümette kalma şansının belinin ortasına kazma vurulmuştur. İyi ama, vatandaşların çoğunluğu da; muhalif partilere "aklınıza geldiği gibi konuşmayın, bu ülkede çıkarlarınız için düşman kampları oluşturmayın ve akıllı olun" uyarısında bulunmuştur. Buna benzer sıralanacak geçmiş propaganda ve sözde milliyetçi çıkışlar bir taraflara bırakılmak zorunda kalındığında, meydanlarda söylendiği ve söz verildiği gibi, muhalefette olan üç partinin birleşerek, mutlaka bir hükümet kurmaları ve iktidar olmaları gerekiyor. Yoksa, ilerleyen ve kaybedilen zamanlarda AKP bunların üçünü de bir deliğe süpürebilir. Doğaldır ki, AKP üç muhalefet partimizi deliğe süpürürse, en arka gelecekte de AB ve ABD de Türkiye Cumhuriyetini deliğe süpürebilirler. O nedenle hamasilikleri bir yana bırakıp, onların birleşmeleri uygun olur diye algılıyor ve düşünüyoruz. Ortadoğu'daki kaynamalara ve cehaletlere bakarak, akıllarımızı başımıza almalıyız. O lider gider, bu lider gelir. Ancak ülke birbirine düşürülüp bölündüğünde, iç savaşlara başlanıldığında, ellerine pahalı silahlar verilip birbirlerine düşürüldüğünde, geriye dönüşler kalmaz ve insanlarımız birbirini öldürerek, gelişmiş sömürücülerin uşakları olabilirler. 

İşte o zaman, sözde milliyetçiliklerin ve sosyalistliklerin de anlamları kalmaz. Geçmiş acılarımızı, hırsızlıklarımızı, yolsuzluklarımızı, efelenmelerimizi bir yanlara bırakarak birleşip, ülkemizi daha olumsuzluklara götürmemeliyiz. Aksi durumda, bu sonuçlara göre endişelerimiz gerçekleşirse, 7 Haziran 2015 Milletvekili Seçimlerini AB ve ABD kazanmış olurlar. Birleşilmesi gerektiğinde özel ve kişisel hırslarımızı bir yanlara bırakıp, birlikteliğimizi koruyabilmeliyiz. Değilse, kapitalistler ve sömürücüler evirirler, çevirirler ve bizleri çıkarları için çok iyi kullanırlar.