Gülşehir'de "Gençler ülküsünün peşinde, Şühedanın İzinde" programı gerçekleştirildi.

Nevşehir Ülkü Ocakları İl Başkanı Cihat Burak Korkmaz ve İlçe Ocak Başkanlarının katılımıyla Gülşehir Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından, Sarıkamış Harekatının 102. yılı anısına “Gençler ülküsünün peşinde, Şühedanın izinde” adlı bir program düzenlendi. Programda tarih öğretmeni Tayfur Urgenç, "Sarıkamış Harekatı ve Dünden Bugüne Şehitlik” konulu bir sunum yaptı. Ayrıca şehitlerin ruhlarına dualar edildi.

Programda konuşan Nevşehir Ülkü Ocakları İl Başkanı Cihat Burak Korkmaz, "Bu güzel ve nezih ortamda bulunmaktan çok mutluyum. İlçe Ocak başkanlarım, teşkilat yöneticilerim, siz değerli gençler, ülküdaşlarıma teşekkür ediyorum. Enver Paşanın ideali ve ülküsü her Türk gencinin ülküsüdür. Toprağa düşen her şehit, ülküyü gerçekleştirmek için yeşeren yeni bir filizdir" dedi.

Gülşehir Ülkü Ocakları Başkanı Yaşar Çevirme de açış konuşmasında şöyle dedi: "Dün Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, bugün Kayseri’de, Beşiktaş’ta, El Bab’ta vatan için, bayrak için, namus için şehitlerimiz kara toprağın bağrına girmektedir. Dirliğimize, birliğimize, hürriyetimize, vatanımıza yönelik girişimlere dur diyen vatan evlatlarımız şehit olmaktadır. Bugün El Bab ne ise dün Sarıkamış odur. Sarıkamış şehitleri milletimizin kahraman evlatlarıdır. Bunlar bize masal gibi geliyor ama 1914 kışında yaşanan gerçekler. Hepsi bu topraklar için topraktan önce kara girerek şehit oldular. Sarıkamış’tan günümüze tüm vatan şehitlerimizi rahmetle anıyorum."

Tarih öğretmeni Tayfur Urgenç'in sunumundan satırbaşları ise şöyle: "22 Aralık 1914’te başlayıp 19 Ocak 1915’te sona eren Sarıkamış Harekatında binlerce vatan evladı düşmana tek bir kurşun atamadan şehit oldular. 

102 yıl önce idi, tek bir ülküleri vardı; Türk vatansız ve ezansız kalmasın. Türk esir olmasın. Türk toprakları düşman postalları altında ezilmesin. 

Osmanlı İmparatorluğunun çökmekte olduğunu anlayan Enver Paşa, Türklüğü ayağa kaldırıp, eski muhteşem günlerine döndürmenin yegane yolunun ‘Türk Birliğini’ kurmaktan geçtiğini biliyordu. Bu idealini gerçekleştirmek için, o dönem ‘zengin ekonomisi’ ve ‘güçlü ordusu’ ile dünyanın süper gücü olan Alman İmparatorluğu ile işbirliği yapmak zorunda kaldı. Zira İngiltere ve Rusya, Osmanlı İmparatorluğunun topraklarını paylaşmak için kendi aralarında anlaşmışlardı. 

Doğu Anadolu’da ayrılıkçı Ermenilerle işbirliği yapan Ruslar, doğudaki lojistik kaynaklarımızı tahrip etmişler, yollarımıza ve köprülerimize zarar vermişler, köyleri yakıp yıkarak tahrip etmişlerdi. 

Bunun yanında Almanya’nın gönderdiği yardım malzemelerini taşıyan gemiler de Ruslar tarafından vurularak Karadeniz’de batmıştı. 

Ruslar 93 harbinden itibaren doğuya, Kafkaslara çöreklenmiş, Kars, Ardahan, Batum ve Erzurum’u işgal etmişlerdi. 

Enver Paşa Osmanlı’nın serhat şehirlerini kurtarmanın yanında, büyük Turan imparatorluğunu da kurmak istiyor, tüm Türkistan’ı esaretten kurtarmayı planlıyordu. 

Damarlarında ‘Türk kanını’ hisseden hangi kumandan, işgal altındaki topraklarını kurtarıp ‘Türk birliğine’ ulaşmak için böyle bir harekatı başlatmaktan kaçınabilirdi? 

Ne yazık ki, ağır tabiat şartları ve imkansızlıklar, Enver Paşanın elini kolunu bağladı. Yüzyıllık Türk ülküsünü gerçekleştirmek için Sarıkamış’a hücum eden ordu, Ruslara, düşmana esir olmadılar, kendilerini Allah’a teslim ettiler. Asker eksi 30 derecede ayaz gecelerde, soğuk havaya, kara yenik düştü. Ordu sessizce şehit düştü. 

Sarıkamış Harekatı, bu vatanı karşılıksız seven Türk evlatlarının hiçbir karşılık beklemeden yalnızca kalplerindeki ulvi vatan sevgisi, Türklük şuuru, İslam düşüncesi ile işgal altındaki kutsal vatan topraklarını, düşman çizmesi altından kurtarmak, esir Türkleri bağımsızlığa kavuşturmak için yapılan sessiz ölümün adıdır. Bu ölüm Sarıkamış’ta Türk için çırpınan gönlün adıdır. 

Yeter ki 'Sen hayaller kurmaya devam et; Enver
Biz yine ölürüz Sarıkamış dağlarında.'

102 yıl önce bugün, yürekleri bu vatan toprakları çarpan yiğit vatan evlatlarını karlara gömdük. Hiç olmazsa bugün dualarımızda Sarıkamış şehitlerini unutmayalım. Allah rahmet eylesin. Ruhları şad olsun."