Bugun...


Karavezir'i Andık
Karavezir Seyit Mehmet Paşayı düzenlenen bir törenle heykeli başında andık.

facebook-paylas
Tarih: 20-02-2020 13:58
Karavezir'i Andık

Gülşehir'in kurucusu Karavezir Seyit Mehmet Paşayı derneğimiz ve Gülşehir MTAL işbirliğiyle heykeli başında bir program ile yad ettik.

Bugün saat 10.00'da Kemerliçarşıda derneğimiz ve Gülşehir MTAL ile ortaklaşa düzenlenen bir törenle Karavezir Seyit Mehmet Paşayı andık.

Anma programı saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. İlçe Milli Eğitim Müdürü Yılmaz Ceylan'ın da katıldığı programda Derneğimiz Başkanı Mustafa Boncukcu bir konuşma yaptı. Konuşmasında şunları belirtti: 

"Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürü

Saygıdeğer Hemşehriler

Değerli Öğretmenler

Sevgili Öğrenciler

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, ilçemizin kurucusu olan, Karavezir Seyit Mehmet Paşayı anmak üzere, burada toplanmış bulunuyoruz.

Derneğimiz, Gülşehir Turizm ve Doğal Kültürel Varlıkları Koruma Derneği olarak bizler, ilçemizin doğal ve kültürel, maddi ve manevi değerlerini, korumak ve yaşatmak üzere, sivil toplum örgütü olarak kurulduk. Bir yılını doldurmuş, bir yaşında bir dernek olarak, henüz emekleme çağındayız. Yıllar geçtikçe ve pırıl pırıl şu gençlerimizin gayretiyle, derneğimiz serpilecek ve önce yürüyecek, sonra da koşacak. Eğer bu dernek daha önce dünyaya gelip, şimdi yetişkin olsaydı, ilçemizin turizmi belki de şimdikinden çok daha farklı olacaktı. Ancak hiçbir zaman geç kalmış sayılmayız.

Bir derneğin amacı, tüzüğü doğrultusunda faaliyet gösterdiği gibi, ayrıca ilgili ve yetkili kurum ve kuruluşları da, hedefleri doğrultusunda harekete geçirmektir. Biz dernek olarak, imkanlarımız ölçüsünde, amaçlarımızı gerçekleştirmeye çalışıyoruz, çalışacağız. Ayrıca, tüzüğümüzde belirtilen amaçların gerçekleşmesi için de, ilgili ve yetkili kurum ve kuruluşları özendirip, motive edeceğiz.

Derneğimiz, emekleme devresinde olsa bile, bir yıl içinde, hem turizm ve hem de koruma açısından, önemli işler yaptı. Bu kapsamda, ilçemizin tarihi şahsiyetlerini, yerel kültürümüze mal etme amacıyla sahiplenip, onları aynı Karavezir Seyit Mehmet Paşayı andığımız gibi, törenlerle anmaya başladık. Tasavvuf şairi Şeyh Ahmet Gülşehri'yi andık, Bizans İmparatoru hemşehrimiz Mavrikios'u andık. En büyük dileğimiz ise, bu anma günlerinin sivil inisiyatiften çıkıp kurumsallaşması ve bir resmiyet kazanmasıdır.

Kültür, bir yörenin turizmle gelişmesi için bir ön koşuldur. Kültür değerlerini canlı tutmak, kültür ögelerini tanıtmak ve koruyup yaşatmak, o yörede turizmin gelişmesinin önünü açar. Kültür değerlerimizi bundan dolayı özellikle ve öncelikle sahiplenmeliyiz. Karavezir Seyit Mehmet Paşa da, asri Gülşehir'in kurucusu ve ilçeye kazandırdığı eserler nedeniyle, yöre kültürünün en başat tarihi şahsiyetidir. Ona hak ettiği değeri vermek, minnet borcu olduğu kadar, medeniyetimizin asli görevi ve gereğidir. Onun hayatı hakkında arkadaşımız bilgiler verecek.

Bu arada şunu belirtmek isterim: Derneğimiz ile Gülşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi arasında, kültürel ve doğal değerlerimizi genç kuşaklara aktarıp, bunları koruma ve yaşatma bilinci aşılamak gayesiyle, bir protokol gerçekleştirmiştik. Bu protokol kapsamında bu töreni birlikte gerçekleştirdiğimiz, Gülşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Mehmet Göktan, müdür yardımcıları, öğretmenler ve öğrencilere takdir ve teşekkürlerimi sunuyorum. Gerçekleştirilen bütün işbirliğimiz, umarım ilçemizin turizm kalkınmasında birer tuğla olur.

Ayrıca belediye başkanımıza iletmek istediğim bir konu var. Karavezir Seyit Mehmet Paşanın, uzun yıllar kaidesinde durduğu bir büstü vardı. Bu heykel yapılınca o büst kaldırıldı. Aslında o büst, Seyit Mehmet Paşamızın gerçek halini gösteriyor. Heykel, Paşamızın gerçekçi halinden oldukça uzak. Eğer büst hala sağlamsa, bu heykelin yerine büstün konması, gerçeği göstermek açısından daha faydalı ve anlamlı olur. Şimdiden belediye başkanımıza da teşekkür ediyorum.

İlçemizin kurucusu Karavezir Silahtar Seyit Mehmet Paşayı saygı ve şükranla anarken, Sadrazam oluşunun tarihi olan 22 Ağustosta onun adına bir şenlik, “Karavezir Şenliği” düzenlemek de Gülşehirlilerin ahdi olsun diyorum. Eğer bir sponsor bulunursa, şenliği düzenlemek ve bunun organizasyonunu yapmak Gülşehir Turizm Derneğine bir görev olacaktır. Sözlerime son verirken, bu törene katılımınızdan dolayı hepinize sevgilerimi sunuyorum.

Teşekkür ederim."

Programa Karavezir Seyit Mehmet Paşanın biyografisini okuyan Rabia Irmak ile devam edildi:

"Karavezir Seyit Mehmet Paşa, Gülşehir’de 1735 yılında doğdu. Babasının adı Ali’dir. 1747’de İstanbul’da dayısı aşçıbaşı lakaplı surre emini Süleyman Ağa’nın himayesiyle saray mutfağına alındı. Yeniçeri Ocağı zâbitlerinden Hacı Odabaşı’nın yanında yetişti. 1760’da Zülüflü Baltacılar Ocağı’na kaydedildi. Orada mâbeyinci Tırnakçı Mustafa Ağa’nın baltacılığını yaptı. Güzel yazı yazması ve o zamanki yazı tekniklerini iyi bilmesi dolayısıyla 9 Mart 1762 tarihinde Enderun’da Hazine Odası’na alınarak ikinci yazıcılık görevine getirildi.

Kardeşi helvacı Mustafa Ağa’nın Şehzade Abdülhamit’in kahvecibaşısı olması nedeniyle onunla yakınlık kuran Seyit Mehmet, onun tahta çıkışının ardından Has Oda’ya atandı ve mâbeyinci ağaları arasına katıldı. 3 Şubat 1774 tarihinde hazine kethüdâsı ve 6 Mart 1775 tarihinde silâhdar oldu. Artık Silâhdar unvanıyla anılmaya başlanan Seyit Mehmet, Padişah 1. Abdülhamit’in ilk yıllarında başta sadrazamlar olmak üzere üst dereceli devlet ricâlinin seçiminde rol oynadı. Daha sonra 22 Ağustos 1779 tarihinde, padişah tarafından vezirlik rütbesi verilerek sadrazamlık makamına getirildi.

Karavezir Seyit Mehmet Paşa, hızlı ve tempolu bir çalışmaya girişerek, devletin zorda olduğu bir dönemde sistemi düzeltici işler yapmaya başladı. Özellikle merkez bürokrasisinde birtakım değişiklikler yaparken vezirlerin yer değişikliklerini en alt seviyede tuttu. Sâdâbât’ta padişahın da katıldığı küçük çaplı askeri tatbikatlar yaptırdı. Askerin eğitimine önem verdi, askerî malzemenin teminine, sınır kalelerinin tahkimine çalıştı. Kâtiplerin mesai saatlerini belirleyerek, rüşveti önlemenin de dahil olduğu birtakım yeni düzenlemeler getirdi. Darphâne’de yeni uygulamalara girişti, devletin tahsilâtını hızlandıran bir sistem geliştirdi ve bu faaliyetleriyle padişahın takdirini kazandı.

1. Abdülhamit’in kendi hatt-ı hümayunlarında “bi’l-istiklâl” (bağımsız) sadârette bulunduğu ve gece gündüz çalıştığı ifade edilen Seyit Mehmet Paşa, erken yaşta yakalandığı kara hummanın (tifonun) etkisiyle 20 Şubat 1781 tarihinde vefat etti. Padişahın beş yaşında olan ilk oğlu Mehmet de aynı gece vefat ettiğinden cenaze namazı onunla birlikte Yeni Vâlide Camisi’nde kılındı ve sadrazam Bahçekapı’daki 1. Abdülhamid’in türbesi bitişiğine defnedildi.

Padişahın kendisine gönderdiği hatt-ı hümâyunlarda takdir edici ifadeler kullandığı bilinen Karavezir Seyit Mehmet Paşa kısa boylu, esmer ve zayıf bir tipe sahiptir. Zeki, kavrayışlı, nüktedan, hazırcevap ve tek başına kalmayı seven biridir. Ayrıca gözlüklüdür ve tütün de kullanır. Kendisinden kalan eşyalarına göre pekçok kitap, risâle biriktirmiş olduğu görülür ve borçlanmış bir kimse olduğu da ortaya çıkar. 

Karavezir Seyit Mehmet Paşa’nın en önemli hayratı, doğduğu köy olan Arapsun’da yaptırdığı külliyedir. 28 Ocak 1780 tarihli ve üzerinde padişahın hattı bulunan vakfiyesine göre Gülşehir’de cami, dershaneli medrese, çeşitli dükkânlar ve değişik yerlerinde altı çeşme yaptırmıştır. Ayrıca Kaya Camisini yaptıran ve kendisinin İstanbul’da yetiştirilmesini sağlayan dayısı aşçıbaşı Süleyman Ağa’nın vakfını kendi vakfına katarak desteklemiştir. 

Karavezir Seyit Mehmet Paşa, Arapsun adını Gülşehir olarak değiştirmiş, buraya derbend statüsü kazandırarak vergilerde indirim sağlamış ve bir kadı tayiniyle buranın bir kaza merkezi olmasını temin etmiştir. Onun koyduğu isim uzun yıllar yaygınlık kazanamamış, Gülşehir adı 1948 yılında çıkarılan bir kanunla resmî olarak kullanılmaya başlanmıştır. 

Karavezir Seyit  Mehmet Paşaya, Gülşehir'e olan hayratlarından dolayı müteşekkiriz ve şükranlarımızı sunuyoruz."

Sunuculuğunu Şevval Küçükpancar'ın yaptığı programda, Gülşehirli emekli eğitimci (merhum) İhsan Can Eti-Kıytaloğlu'nun Gülşehir isimli şiirini yine aynı okul öğrencilerinden Melis Ödemiş okudu:

"Türkiye'nin ortasında 
Bir belde var adı çiçek!
Güzeller güzeli bir yer,
Ona cennet demek gerek!

Ey güzellik arayanlar!
Gelin, bu beldeye gelin!
Burası başka bir dünya...
Tarih duvaklı bir gelin!

Meyvası var türlü türlü.
Üzümü dillere destan.
Kapı eşiğinde başlar;
O bahçeler, o bağ-bostan...

Yan yana Kepezleri var;
Biri beyaz, biri kara...
Yeşil bir vadi boyunca
Uzar gider ufuklara...

Kenarında Kızılırmak,
Nazlı nazlı akan bir su...
Böyle şehre böyle nehir,
Pek de yakışmış doğrusu...

Bırak bağ ve bahçeleri:
Bir görsen, neler var neler?!
Başta Akkepez ile Kale,
Açıksaray, kiliseler...

Sonra kütüphane, cami,
Otel, motel, şaraphane...
Her halinde bir başkalık,
Her yönü ile şahane!..

Bence bir özelliği de
Doğduğum belde olması...
Gözlerimden uzak, fakat
Her an gönlümde olması...

Yakın geçmişten anıdır,
Karavezir Külliyesi...
Bir yandan da ta Roma'dan
Gelir Mavrikios'un sesi!..

Binlerce yıl süregelmiş
Tarihlerin yasaları...
Vadi sırtlarını süsler,
İlginç şeytan masaları...

Nedir peri bacaları?!
Sen gel de Gülşehir'de gör!
Bu bacalar, bu beldede,
Donmuş bir alem gözükür!"

Gülşehir Ş. Ömer Halisdemir MTAL Müdürü Mehmet Göktan ile idari personel İsmail Gökşen ve okul öğretmenlerinin öğrencileri ile birlikte ve Karavezir Mahallesi Muhtarı Hasiret Yalım'ın yanında, AA muhabiri yerel Can Gazetesi Sahibi Dilaver Can'ın katıldığı programa olan ilginin derecesini, az sayıdaki dernek üyeleri ve hemşehriler gösterdiler.



HABER VİDEOSU





Bu haber 701 defa okunmuştur.

Gülşehir Nöbetçi Eczaneleri
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
FOTO GALERİ
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
VİDEO GALERİ
YUKARI