Karavezir Seyit Mehmet Paşanın 1777 yılında kaza haline getirip sınırını belirlerkenki kaza vakıf senedinde bahsedilen su değirmeni şimdi böyle görülüyor.

Pınarbaşı vadisinin batı yakasında Çayır Mahallesine 500 metre mesafede bulunan su değirmeninin sadece oluğu acı bir hatıra olarak kaldı.

Gülşehir'de elektrik yokken su gücü ile çalışan değirmen günümüzden bir-iki kuşak önce işler haldeydi. Gülşehir'in iki değirmeninden biri olan bu su değirmeni bundan yaklaşık on yıl önce, Erol Ünlüsoy'un belediye başkanlığı zamanında yıktırıldı. Tamamen kara taştan (bazalt kaya) yapılan değirmenin taşları, Kızılırmak kenarındaki Sadabat Parkında duvar oldular. Yine bazalttan olan devasa öğütme taşları ise görgü tanıklarının söylediklerine göre evlere götürülerek süs yapıldı. Memleketimizde sanki hiç taş yokmuş gibi, Karavezir döneminde bile var olduğu kaza vakıf senedi ile belgelenen bu su değirmeni eğer yıktırılmasaydı, dayanıklı bazalt taş olmasından dolayı binlerce yıl daha tarihe tanıklık edebilecekti. 

Yukarısındaki diğer değirmenden daha büyük olan bu değirmen, Karavezir Seyit Mehmet Paşanın kaza haline getirerek Gülşehir adını verdiği Arapsun'un, kaza vakıf senedinde belirtildiği gibi güney sınırında bulunuyordu.