Kutsal kitabımız Kuranı Kerim’in indirildiği ramazan ayı tüm insanlara rahmeti, bereketi ve kurtuluşu müjdeler. Bu ayda semaya açılan ellerin, Allah’a yönelen gönüllerin kurtuluşa erdiğini unutmayalım. Bu ayda indirilmeye başlayan Kuranı Kerim’in ilk emri “Oku”; tüm dünyayı, olayları, insanları, doğruyu ve yanlışı idrak etme, karar verme ve taraf olma zorunluluğumuzu ortaya koyar. 

İşte bu ay, bizler için bir vicdani hesap ayı olmalı; madde ve mana aleminde kurtuluşumuza vesile olacak bir tavır içine girmemizi sağlamalıdır. Kuranı Kerim'i iyi okuyup anlamalı, dinimizi ve milletimizi Ortaçağın karanlık dünyasına çekmek, itmek isteyen din bezirganlarına, ruhbanlara karşı İslamın öngördüğü adalet, sevgi, emek, yardımlaşma, merhamet, hak, kul hakkı, cömertlik, kardeşlik, iyilik duygularını milletimize ve dünyaya öğretmeliyiz, anlatmalıyız. 

Ramazanda fert tuttuğu oruç ile nefsini köreltip yaptığı diğer ibadetleri ile Rabbi Rahmana yaklaşmanın hazzını yaşarken, toplum ramazanın mefhumları ile adeta bir bayram havasına bürünmektedir. Zira Rabbinin rızasına nail olabilme gayretindeki birey özellikle bu ayda kötülüklerden uzaklaşmakta, İslam toplumunun temel özelliklerinden olan dayanışma ve yardımlaşma ön plana çıkmaktadır.

Müslüman her zamankinden daha fazla komşusunun derdi ile dertlenmekte, yetimin, yoksulun ve ihtiyaç sahiplerinin yanında olmaya gayret etmektedir. Birey ile beraber toplum yapısına dair de bir takım kurallar öngören yüce dinimizin emirleri doğrultusunda adeta ramazan ayı refah içersinde geçmektedir. Fıtır sadakası ve zekat ile yoksullar hatırlanmakta, toplu olarak yapılan iftarlar ile evler bereketlenmektedir. Beraber olmanın hazzı ve paylaşmanın mutluluğu tüm yoğunluğu ile yaşanırken, dalga dalga gelen rahmet kendini hissettirmektedir.

Bu ramazan ayını idrak ettiğimiz günlerde içinde bulunduğumuz coğrafyamız, İslam ve Türk

dünyasının pek çok yeri büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Irak ve Suriye’de yaşanan kaos Türkmen soydaşlarımızı çok daha fazla etkilemekte, pek çoğunu göçmen durumuna düşürmektedir. Aynı zamanda Doğu Türkistan’da Çin zulmü devam etmekte, Kırım’daki Rusya işgali Tatar soydaşlarımızı zor durumlara sokmaktadır. Batı Trakya'da soydaşlarımız zor günler geçirmektedir.

“Bağdat, Kerkük, Musul, Kaşgar, Urumçi, Kırım, Ağdam, Karabağ, senin el uzatmanı beklemektedir.”

Türk dünyasının pek çok yerine bu gibi maddi ya da manevi baskıların yaşandığını bilinmektedir.  Bunun yanında dünyanın bir çok bölgesinde Müslümanlar yokluk, açlık ve sefaletle mücadele etmektedirler. Bu bağlamda önce komşumuzdan başlayarak, mahallemize, şehrimize, zulme uğramış ve yoksulluğa mahkum bırakılmış soydaşlarımıza, Müslüman kardeşlerimize "el uzatmak, sorunlarıyla hemhal olmak" bu ramazanda insanlığın ve Türk milletinin en önemli hissiyatı olacaktır.

Bu ramazanda, “ben Müslümanım” diyen herkesin çevresinden başlamak üzere adalet, sevgi, emek, yardımlaşma, merhamet, hak, kul hakkı, cömertlik, kardeşlik, iyilik duygularını   dünyaya hakim kılmak için hareket etmesi gerektiğini temenni ediyoruz.

“Rabbim dualarınızı ve yardımlarınızı kabul etsin.” duamızla ramazanı şerifinizi kutluyoruz.