Cumhuriyet’in ilanının 92. Yıldönümü münasebetiyle  Belediye tarafından ilçe merkezinde bulunan esnaflara ve vatandaşlara 1500 adet Türk Bayrağı dağıtıldı ve Gülşehir-Kırşehir-Avanos kavşağına hakim bir tepeye devasa bir Türk Bayrağı dikildi.

Gülşehir Belediye Başkanı Vahdi Arısoy'un vatandaşlara hitaben mesajı şöyle:

Aziz Türk Milleti, Kıymetli hemşerilerim;

Öncelikle hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını büyük bir coşku ile kutluyor, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, O’nun silah arkadaşları ve var oluş vesilemiz Aziz Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Bayrak tartışmalarının olduğu şu günlerde ve özellikle Cumhuriyet Bayramında bayrağımızın çok az asılması adeta resmi daireler dışında görülmemesi Gülşehir Belediye Başkanı olarak beni çok üzdü. Benim çocukluğumda özellikle Cumhuriyet Bayramlarında bir kasabanın, şehrin tüm işyerleri hatta evlerin pencereleri bayraklarla donatılır, adeta bir gelin başı gibi süslenirdi. Ama maalesef son yıllarda bayrakların sadece resmi dairelerle sınırlı kalması bayrağa olan saygının azalmasından da öte çocuklarımızın genlerinde var olan millet şuurunu ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyondur. Bayrak sevgi ve saygısı her türlü siyasi görüşün ya da ideolojinin tekelinde olamayacak kadar kutsaldır. Bayrak sevgisinin vatan sevgisiyle eş değer olduğunu gelecek nesillere aktarmalıyız.

Ben şimdi bu misyonu ülkemizin güzide bir siyasi partisinin belediye başkanı olarak değil, temsil ettiğim makamın, soluduğum havanın ve şehitlerimizin al kanıyla sulanmış aziz vatanın hizmetkarı olarak üstleniyorum.

Bir milletin sahip olduğu en önemli değer vatanıdır. Bu toprak, bu kara toprak, kısaca her karışına bedel ödenmiş bu vatan toprağı. Bir metre karesinde yirmi beş kişinin kanının sebil olup aktığı, kemiklerinin çürüyüp toprağın küllerine karıştığı bu toprak. Türk`ün asil kanının, mayasının; bu yer kürenin suyuna, taşına, toprağına karıştığı bu mübarek toprak, eğer üzerinde bayrak dalgalanıyorsa vatandır.

Rengini kanımızdan, ay-yıldızını Gök Kubbeden almış olan bayrağımız uğruna nice vatan evladı gözlerini kırpmadan, arkalarına bakmadan canlarını feda etmiştir. Ecdadımız al bayrağımızı üç kıt’a üzerinde şanla, şerefle dalgalandırırken, genç kızlar el emeği, göz nuru dökerek ay-yıldızını nakış nakış işlemiş; genç erkekler, kahramanlar onu cepheden cepheye  taşımış ama asla yere düşürmemişlerdir. Şairler bayrağımızı en içli mısralarla rüzgarlara teslim ederlerken Bayrağa büyük bir içtenlikle seslenen ve bu seslenişi ile nesiller boyunca bayrak şairi diye anılmaya hak kazanan Arif Nihat Asya onu gönülden kopan bir dille anlatmıştır.

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü!

Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,

Işık ışık, dalga dalga bayrağım!

Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Bizler, vatanımıza ve bayrağımıza sahip çıktığımız kadar varız ve o kadar vatanseveriz. Bayrağımızın varlığına yönelecek en ufak bir saygısızlık, hepimizin namusuna, yarınlarına kast edecektir. Bu bayrağı, bu vatanı ve temsil ettiğimiz makamları atalarımızdan emanet aldık, torunlarımıza bırakacağız. Onlar da kendi torunlarına...

Taa ki kıyamet kopana dek…