Atatürk'e dil uzatanlara karşı bir Alman dekanıyla ilgili bir anıyı buraya almak isterim:

Türkiye’deki bir profesörün kızı Almanya’da bir fakültede asistandır. Aynı fakültede öğrenci olan erkek kardeşi, Kıbrıs konusunda bir Yunanlı öğrenci ile tartışır. Yunanlı öğrenci ‘Sizin artık Kıbrıs’ta borunuz ötemez, çünkü kör Mustafa dönemleri artık bitmiştir. Zaten onun övdüğü gençliğin damarlarındaki o eski kan kurumuştur.’ der. Türk genci onun susmasını istemişse de Yunanlı genç hakaretlerini sürdürür. Daha fazla dayanamayan Türk genci, Yunanlı genci güzelce bir döver ve onun dişlerini kırar. 

Bu olay üzerine okuduğu fakülteden uzaklaştırılan Türk gencinin Türkiye’de bulunan babası Almanya’ya giderek dekanı ile görüşür. ‘Alman okulları bir dövüş arenası değildir’ diyen dekana, Türk gencinin babası, kızı aracılığı ile, ‘Ben şimdi Almanya birliğini sağlayan büyük devlet adamı Bismarck’a ağır ve yerici sözler söylesem, razı olur musunuz’ sorusunu yöneltir. Dekan bu soru üzerine, çeviri yapan kızına, ‘Baban çıldırmış mı’ diye sorar. Baba ‘Ulusal büyüğünüz  Bismarck sizin için ne ise, bizim için de Atatürk odur. Benim oğlum Yunanlı öğrencinin Atatürk’e yaptığı hakaretlere karşı bu şekilde hareket etmiştir’ der. Dekanın ‘Tanığınız var mıdır’ demesi üzerine tanık isimleri verilir. Dekan oradan ayrılarak tanıkları dinler ve bir saat sonra gelip, ‘Oğlun haklı imiş. Onu okula geri alıyoruz ve Yunanlı öğrenciyi okuldan uzaklaştırıyoruz. Atatürk sadece sizin önderiniz değildir. O insanlığın malıdır. Biz de Atatürk’ü büyük önder biliriz. Kim olursa olsun, ona dil uzatanları kendi çatımız altında  barındırmayız’ der.  

İki ibretlik olay, 2013 yılının mart ayı başında meydana geldi. İlki, Türkiye’yi ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Anıtkabir ziyaretindeki saygı duruşunda bulunurken, elini sol göğsüne koyarak “kalbimizdesiniz” mesajı vermesidir. İkincisi, yine Türkiye’yi ziyaret eden Ürdün Kralı Abdullah’ın Anıtkabir ziyaretindeki saygı duruşu sırasında gözlerinden yaşlar gelmesidir. 

Atatürk’e dil uzatanlara Neyzen Tevfik’in “Behey Dürzü” isimli şiirini okumalarını tavsiye ederim.

"Behey Dürzü

Ne ararsın Allah ile aramda?!
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa niye türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa sana bir zararım, içerim.
İkimiz de gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem, sarhoşken de geçerim.

Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk´e dua et!
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet!

İşgaldeki hali sakın unutma!
Atatürk´e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi, bilemezdin şerefsiz!

Neyzen Tevfik"