Ne zaman bir seçim olsa milliyetçi akımların ön çıktığı, milliyetçi söylem ve sloganların çoğalmaya başladığını görüyoruz. 16 Nisan halk oylaması öncesi de kim daha iyi milliyetçi, onun tartışmasını yaşıyoruz.

Milliyetçilik; yurdunu, insanını ve tarihini sevmeyi gerektirir. Ezan, bayrak, tek millet, tek devlet diye alanlarda bağıranların yurt dışında tek Türk toprağı olan Süleyman Şah türbesindeki sandukayı da alarak kaçtığını, Caber Kalesini terk ettiğini görüyoruz.

Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Alpaslan Türkeş ve Necmettin Erbakan’ın “Milli dava” diye tanımladığı Kıbrıs davasında rahmetli Denktaş’ın yalnız bırakıldığını görüyoruz.

“Lozan hezimettir” diye bağıranların sessiz sedasız 18 Ege adasını Yunanlılara bıraktığını görüyoruz.

Diğer uygulamalara baktığımızda, zamanın Cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül’ün başlattığı ve diğer AKP yetkilerinin de uygulamalarda milli bayramlarda “hastalanma” ya da yurt dışında olma furyası başladı ve devam edip geliyor.

Ulusumuzun varlık nedeni olan milli bayramlarımız, değişik gerekçelerle yasaklandı. Bu yasağa uymayanlar gözetim altına alındı.

Cumhuriyet’i kutladığımız 29 Ekim törenleri sık sık yasaklandı (24.10.2012 Hürriyet). Bu da AKP’nin aslında Cumhuriyet’ten alerji aldığını göstermektedir. Hatta ilk yasaklamaya karşı çıkan CHP’lilerin Ankara’da ilk meclis önünde yoğun bir polis baskısıyla karşılaştığı, dün gibi belleklerde.

10 Kasım Atatürk’ü anma törenleri değişik gerekçelerle yasaklandı. 2016 yılı On Kasım’ın da başbakanımız sayın Binali Yıldırım daha henüz inşaatı bitmemiş Ankara Tren Garı’nın açılışını yapmayı tercih etti.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramları artık eskisi gibi kutlanamaz oldu. Stadyumlarda bayram kutlama geleneğine son verildi. (13.01.2012 Vatan Gazetesi)

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramları değişik gerekçelerle defalarca yasaklandı.

30 Ağustos Zafer Bayramı da yasaklanmadan nasibini aldı. (28.08.2015 Sabah Gazetesi)

O halde iktidar partisinin demek ki milli bayramlarla bir sorunu vardı. Gerçi parti yetkilileri ve Bakanlarımız “yasaklamanın olmadığını” defalarca açıkladılar. Ancak bu açıklamalara inanan da olmadı.

Milli Bayramları yasaklayan bir parti, “milliyetçi” olabilir mi? Milli Bayramları yasaklanan milliyetçiler, bu bayramları yasaklayan partiye sempati duyabilirler mi?

Ülkemiz çelişkiler yumağı içinde kıvranıp gidiyor.

Ülkemizde yeni bir milliyetçilik tipi türedi: “Amerikan Tipi Milliyetçilik”

Yani, ABD ne derse onu kutsayan milliyetçilik…