Bugun...
Demokratik Yol Haritası


İbrahim Selvi
 
 

facebook-paylas
Tarih: 29-06-2018 07:50

Sözde demokratik ülkeler var; seçimlerin yapıldığı ve siyasi partilerin olduğu. Bu sözde demokratik ülkelerde her ne kadar demokratik seçimler yapılmış olsa da seçilen lider değişmez. Bu toplumlar için demokrasi, demokratik toplum, amaç olmaktan öte seçilmek, seçilenin beyin şablonunu iktidara taşımak, devlet gücünü mülkiyet edinmek, devlete hükmetmek için demokrasi araç olarak kullanılır.

Bu toplumlarda; isimler, sıfatlar, makam ve mevkiler devlet ve kanunların da desteğiyle ayrıcalıklı, ültimas geçilen, nüfuz edinilmeye dönüşür, dönüşmektedir. Benzeri bir çok örnek vermek mümkün. Bazı durumlarda bu mantık resmî görevli şahıslar karşısında “ben kimim sen biliyor musun” çıkışlarıyla görevli memuru engeller, işinden, aşından ederek ayrıcalığını ona tattırır.

Bu toplumlarda, görünüşte demokratik, anayasal yurttaşlık haklarına vurgu yapan yükümlülükler vardır ancak,  özü itibarıyla anti demokratik, monarşi demokrasisinin hakim olduğu toplumlardır. Toplumda demokratik birikimin gelişmemesi, bireylerin eğitim kalitesi ve buna bağlı yurttaşlık bilincinin seviye kazanmamış olması;  monarşik demokrasi tanımının gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Aslında asıl yazmak istediğim bu konuyla ilintili; şöyle ki, demokratik yol haritasının tanımını yapan, ona içerik ve toplumda ivme kazandıran, Türkiye’de bir elin parmağını geçmeyen azınlık var. Avrupa ve ABD başta olmak üzere bu tanımı özünde yaşayan, yaşatmaya çalışan uluslar.

Dediğim gibi, Türkiye’nin demokratik yapısında FETO gibi bir tarikat yuvalanmasının olması gayet tabiidir, mantığının gelişmesi de. İyi de, insanı şaşırtan, büyük demokratik kırılganlık yapan şey FETÖ yapılanmasının Türkiye’de olması; tarikat örgütlenmesiyle devletin bütün demokratik kurumlarında örgütlenip, tarikat lideri ve imamlarına bağlanmış olması değil. Avrupa’nın gelişmiş demokrasilerinin ve ABD gibi devletlerin bu örgütü sahiplenmeleri, mensuplarının yargılanmaları ve Türkiye’ye iadeleri için delil kanıt istemeleri. Oysa, kanıt delil isteyen kurumlar isimleri kadar biliyorlar ve bildiklerinden o kadar eminler ki. FETÖ bir tarikat yuvalanması, devletin kurumlarında anti demokratik bir yapı içinde oldukları inkar edilemez. Ve bu durum Türkiye gibi gerçek demokratik olgunluğa erişmemiş toplumlarda normal karşılanmış, geçmişi otuz-kırk yılı aşan birikimi var. Kamuoyunda zaman zaman daha şimdiden FETÖ’nün yerini alan başka cemaat, tarikat yapılanmasının olduğuna, olabileceğine vurgu yapıyorlar. Türkiye’de çok sayıda gayri resmî yapıda tarikat ve cemaat yapılanmasının olduğu bir gerçek. Ama artık Avrupa’nın kucağında olgunlaşmayı bekleyen Türkiye,  bu merdiven altı kurumları üçüncü dünya uluslarına vermeli. Yerine daha rasyonel, pozitif bilimin geliştiği üniversiteler, yabancı dil öğrenimi olan İlahiyat Fakültesi yapmalı.

Asıl tehlike FETÖ örgütlenmesi değil. Asıl tehlike demokratik ülkelerin FETÖ’ye sahip çıkması, bu örgüte hamilik yapması. Demokratik  alan açısından bakınca bu durum büyük barbarlık, bağnazlık ayrıca toplumların gelişme süreci açısından; terör örgütlerinin yaptığı ve yapacağı tahribattan daha ağır, endişe verici. Umarım Avrupa ve ABD bu tutumundan, politikasından vazgeçer, değişiklik yapar.

Demokratik toplumun yol haritası;
- Demokratik anayasal toplum
- Sosyal hukuk devleti
- Laiklik vurgusu
- Kuvvetler ayrılığına vurgu
- Bağımsız, tarafsız yargı
- Yüksek seviyede yurttaşlık bilinci kazanımı

Ulusları yücelten pek çok şey vardır ancak ben günümüzde herşeyden daha önemli bulduğum bir kavrama değinmek, vurgu yapmak istiyorum. Yurttaşlık bilincinin yüksek seviyede kazanımına. Toplumda yurttaşlık bilinçi, şuuru, hak ve ödevleri, sorumlulukları gelişmediği, geliştirilmediği sürece; o toplumda hiçbir şey gelişmez, gelişse de gerekli olgunluğa ulaşamaz.



Bu yazı 959 defa okunmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI