Anadolu insanı pek kitap okumaz ancak hayatı, yaşamı ve insanı iyi okur.
Anadolu’da insan, geçmiş yaşamın sosyal kültürün kara kutusu gibidir, binlerce yıllık yaşanılmış hikayelerin baş aktörü kahramanıdır.
Anadolu insanını dinleyip anlayan kişi yaşamın pek çok yönünü de görüp keşfetmiş, insanı kamil olma yolunda edep, erkan öğrenmiş Erenler rahlesinde nasiplenmiş demektir.
Ali İhsan Selvi, Anadolu’da Tarikatsız Tasavvuf ehli, Şeyhsiz derviş gibi yaşayan ve kendine özgü yaşam ilkeleri, öğretisi olan bir bilge insan.
1934 Nevşehir’in Gülşehir ilçesinin Karacaşar Kasabasında dünyaya gelen İhsan Selvi, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonraki gelişme sürecine de tanıklık etmiştir.
Kasaba doğumlu Selvi gençlik yıllarında Cumhuriyet'in yeni Başkent’i Ankara’da bir kaç yıl ikamet eder, Başkentin kentleştiği yıllara tanık olur.
Daha sonraki ilerleyen zamanda 1969 yılında Almanya’ya işçi olarak gider ve Avrupa kültürüyle tanışır.
Bektaşi dervişi İhsan Selvi’ye gençlik yıllarında şöyle bir soru sorar.
“ Evladım hangisi milletin insanı iyidir? “ der
İhsan, soru karşısında sukut edip cevaplayamaz sonra yine Bektaşi dervişi sorduğu soruyu kendisi yanıtlar.
“Evladım, her milletin iyisi iyidir” der.
İhsan Selvi’nin yaşamının ayrıntılarını yazmak yerine ben kısaca onun Anadolu’da kazandığı ilkelerinden, bize kazandırdığı öğretisinden söz etmek istiyorum.
İhsan Selvi yaklaşık 6-7 sene Almanya’da kaldıktan sonra Türkiye’ye dönüp ticaret yaptı.
Ben de liseyi bitirdikten sonra askerliğimi yaparak ticarete atıldım.
Ticari yaşamımız Kasaba tüccarlığının ilerisine geçemedi.
İnsan, çalışıp işini yaparken mesleğini geliştiriyor ancak, işinin gereği uzmanlık gerektiren başka bir alanda eksikliğini gideremiyor ya da bir uzmana ihtiyaç olacağı bilincinden dahi yoksun kalıyor.
Mimarın çizdiği projeyi kalıp ustası elli yıl boyunca betona dönüştürüp bina yapıyor ancak, ben proje çizen kalıpçı ustası duymadım.
Ticarette öyle, sermayenizle bir şeyler alıp satıyorsunuz, küçük yatırımlar yapıyorsunuz ançak, ötesine geçmek sermayeyi, parayı yönetmek mimarın proje çizmesi gibi, aklınız ötesine ermiyor, uzman insan kaynağına sahip olmadan yükseğe çıkamıyor, şans eseri çıksanız da orada tutunamıyorsunuz.
Neyse bu konu ayrı ancak, biz İhsan Selvi’den, babamdan ticaretin küçük anayasasını edinerek, iflas ve yanlış yollara sapmaktan korunduk. İlkelerimiz bizi çoğu ticaretin getireceği risklerden korudu.
Babam İhsan Selvi;
- Size olumlu ya da olumsuz bir teklif geldiğinde hemen kabul etmeyin, karar vermek için kendinize bir düşünme aralığı zaman isteyin.
- Komşularınızla iyi geçinin, çadıra ( konuta) gürültü getirmeyin
- Kimseye kefil olmayın ancak, yardım etmekten de geri kalmayın. Eğer kefil olacağınız maddi değer işinizi, düzeninizi bozmayacak ölçüdeyse kefil olmaktan da kaçınmayın.
- Ödeyemeyeceğiniz borca imza atmayın. Bir ticari emtia satın alırken ben bunu şöyle satarım, böyle kazanırım ya da borcumu öderim diye satın alma yapmayın. Alacağınız ürünü yok sayın, aracın kaza yaptığını, geminin batacağını hesap ederek ben bu emtianın ödemesini yapabilirim hesabıyla borçlanın.
- Vergi vermekten gocunmazdı, ticari yaşamı boyunca bir kez vergilerden dolayı yakındığına tanık olmadım.
- İlçede üç kez vergi rekortmeni olduğunu biliyorum.
- Özel yaşamında kendi adına konfora hiç bir zaman yer vermedi.
- Küçük ihtilafların adamı değildi, sosyal barış ve uzlaşmacı bir karaktere sahipti.
- Uzak görüşlüydü, daha yetmişli yıllarda dünyada büyük savaşların olamayacağını, terör savaşlarının öne çıkacağını ifade etmişti.
- Kendisi için “ Allah, bizi kalabalık olsunlar, şenlik olsun diye yaratmış, biz ne işe yararız” der benlik ve gururdan sakınırdı.
- Kimsenin yanında itibar aramaz, hiç bir devlet adamı ya da bürokrasiyle dirsek temasında bulunmazdı.
- Devletin ve dinin men ettiği, yasak ettiği işin içinde olmayın.
- Dostluğa arkadaşlığa önem verirdi ançak kendisinden uzaklaşan insanlarla da tekrar yakınlaşmak için hiç bir iltifatta bulunmaz, o tarafa dönüp bakmazdı.
- Yaptığınız işi ya Allah rızası için hiç bir karşılık beklemeden yapın, değilse alış verişiniz usul ve erkana uygun olsun.
- Biz malımızın bekçisiyiz, asıl mal sahibi maliye, mali hesaplarınıza dikkat edin usulsüzlüklerden kaçının.
- Bir kimsenin yüzüne karşı söyleyemeyeceğiniz bir sözü, arkasından konuşmayın; dağın başında yalınız kendinize de fısıldasanız o söz gidip sahibini, yerini bulur muhatabına ulaşır” derdi.
- Kimsenin maşası olmayın (Geçmişte Sağ ve Sol partizanlığının ötesinde aşırılık yanlılığını kastederek) bizi aşırılık yanlısı olmaktan men etti.
- İnsan, düştüğü zaman toprağa düşer, mali tasarrufunuz olursa toprağa yatırım yapın. Ticaret demek risk demektir, bir darlık mali sıkıntı yaşadığınızda, siz, yine kendi imkanlarınızla ayağa kalkmak durumundasınız.
- Çok besmele, sizin az ekmeğinize ne yapsın. Bereketin, çalışıp üretmek ile birlikte olacağına işaret ederdi.
- Babamın Açıktan sadaka, zekat gibi mali yardım yaptığına hiç tanık olmadım, kime ne yaptı ne gibi mali yardımda bulundu bilmiyorum. Ançak, hiç kimsenin bir işine yok dediğine de tanık olmadım. Bunun yanında bize alacağını, borcunu gösterir “ bakın bu defterler resmi belge niteliğinde, alacağımızı, borcumuzu bilin yarın yaşayacağıma dair garantim yok” derdi ve ilave ederdi “ yüz lira borcumuz varsa benden sonra sizden beş yüz lira talep ederlerse bir şey diyemezsiniz “
- Devletçiydi, yaşamı boyunca hiç bir siyasetçiden, devletin hiç bir politikasından yakındığına tanık olmadım. Bir gün baba dedim, neden CHP değil? Dedim. Aslında İhsan Selvi CHP misyonlu bir siyasi geleneğe sahipti “ geçmişte CHP, ( İnönü dönemini kastederek) o günün koşullarında belkide olması gerekeni, doğru olanı yapıyorlardı;
Sıkı mali politika, dar devlet yönlü iktisat teorisi ve tasarruf içeren yüzlerce devlet yatırımı gerçekleştiriyorlardı, biz vatandaş olarak, halk olarak bu darlığı, sıkıntıyı kaldıramadık.
Sonra Menderes geldi bir çok şeyde mali genişleme yaşandı” dedi.
Ali İhsan’ı anlatan daha bir çok deyim, öğreti içerikli yaşanılmış anılar var ancak, siz okurların fazla vaktini almak sözü uzatmak istemiyorum.
Babamı 5 Mart 2022 günü ani bir rahatsızlıkla 87 yaşında kaybettik, Hakkın rahmetine kavuştu. Bütün geçmişlerimizle birlikte Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun.
Giden bir insan ancak, kaybedilen büyük bir değer, tecrübe ve bilgelik.
Biz halk olarak gözümüzü yukarı çıkan bayrağa dikiyor, bakıyoruz. Başarıyı kutluyoruz, bu her anlamda, Akademik, Siyasi ve Mali.... Oysa ki,
asıl buz dağının gözükmeyen kısmı oraya çıkan, gelen, ulaşan insanın, şirketin geçmiş yaşanmışlıkları, tecrübesi, birikimleri ulaşılan yerden kıyaslanmayacak ölçüde değerli ve vazgeçilmezdir.
Tecrübeye değer vermek, istifade etmek yaşamımızda vazgeçilmezimiz olmalıdır.
Son olarak Ali İhsan Selvi;
- Alış verişinizde önceliğiniz fiyat odaklı değil insan eksenli olsun, çalışacağınız, alış veriş yapacağınız insanı iyi seçin, dürüst insanlarla ticaret yapın, çalışın.
Dip Not:
Aslında yukarda yazdığım insan kaynağı Ali İhsan Selvi üzerinden yazılmış olsada bu yaşam öğretisi Anadolu insanının geneline aittir.