Kasabam ve Bir Anı
Anadolu’nun;
Issız köşelerinde,
Küçük bir kent yaşar.
Bu kentin adı Karaca,
Soyadı ise Şar…
Burası bir dertli kasaba,
Kimi atlı,kimi ise yaya,
Sinesinde yetiştirdiği,
Yüzlerce genci,
İhraç etti Avrupa’ya!
Tembel insanı çok az,
Çalışkandır burası,
Kiminin eşi gitti,
Kiminin de nişanlısı,
Şu mahzun çocukların ise,
Çoğunun Avrupa’dadır babası!
Merasim düzeni,
Özgürlük meşalesi,
Ata’nın armağanı,
Yüce Cumhuriyetin,
Kırk beşinci yılı kutlaması!
“Ne mutlu; Türk’üm diyene!”
29 Ekim 1968 – Cumhuriyet Bayramı, Karacaşar
Not: Bu şiirin bende ayrı bir önemi var. Çünkü köyümüz, bir yıllık yeni kasaba. Ben de muhasebe memuruyum.
İlkokul müdürü Şener Doğruer, kasaba meydanında çocuklara merasim düzeni aldırıyor.
Ben de belediyenin balkonunda seyrediyorum. Rahmetli Abdi Gürbüz hoca yanıma geldi. Bizim evde kiracı olarak otururdu. “Biliyorum sen yazarsın, şu çocuklara Cumhuriyet Bayramı hakkında bir şiir düzenle ve yaz. Ben birazdan gelirim; hadi göreyim seni” dedi ve gitti.
Ben de yaklaşık on beş yirmi dakikada, bu yukarıdaki şiiri yazdım. Geldi okudu, alnımdan öptü. “Bu ne kabiliyet, nasıl olur, hem kasabanın durumu, hem çocukların durumu, hem de Cumhuriyet Bayramı kutlaması hakkında çok güzel sözler bulmuşsun. Tebrik ve takdir ederim” dedi.
Abdi hocama Allah’dan rahmet dilerim.